Bakanlıkların merkezi ya da yerel birimleri, valilik, yerel yönetim, müftülük gibi kurumların bir dernek ya da platform benzeri bir sivil kuruluş ile birlikte belli bir ya da birkaç seçmeli dersin tercih edilmesi için duyuru ve çalışma yapması ya da tavsiyede bulunması doğru ve adil değildir. Bu hizmetin amacı ve sonuçları anayasanın tarafsızlık ve eşitlik ilkesiyle uyumlu değildir.
Bazı dernek ve platformlar kamu kurumları ile birlikte ya da kamu kurumlarının himayesinde öğrencilere ve onların ebeveynlerine hangi seçmeli dersi seçmeleri gerektiği konusunda kamuya görünür biçimde tavsiyede, anımsatmada bulunmaktadır. Bu tür anımsatma ve çalışmalar durdurulmalı ve dahası, vatandaşların görebileceği yerlerde yapılan duyuru içerikli materyaller acilen kaldırılmalı ve varsa dijital gösterimler sona erdirilmelidir.
Söz konusu olan; kamu kurumlarının kendi logosunu kullanarak STK’lar ile belli bir sorun ya da konu alanına dikkat çekici, farkındalık yaratıcı, önlem alıcı faaliyetler değil; seçmeli dersler arasında bir ya da birkaç dersi açıkça işaret ve tavsiye eden çalışmalardır. Geçtiğimiz yıl da Diyarbakır’daki birkaç resmi kurum bir dernekle bir araya gelerek belli derslerin tercih edilmesini öneren ortak çalışmaya imza atmıştı.
Bir STK belirlediği bir ya da birkaç alanı ya da örneğin seçmeli derslerden bir tanesini tercih eden öğrenci sayısını artırmayı kuruluş amacı olarak belirleyebilir ve bu doğrultuda çalışmalar yapabilir. Ancak, kamu kurumları devletin bir hak olarak kabul ettiği ve yürüttüğü seçmeli dersler arasında bir seçim, ayrım yaparsa; vatandaşlarda diğer derslerin olumsuz, önceliksiz ya da önemsiz olduğuna dair algı oluşabilir ve dahası, öğrencilerin tercihi etkilenebilir. Ayrıca bu ayrımın kamu kurumlarınca kamusal alanda da sergilenmesi kimi vatandaşlarda tedirginlik hissi uyandırabilir.
Seçmeli ders dönemine ve önemine vurgu yapan; öğrencilerin ilgi ve becerilerine uygun dersleri etki altında kalmadan özgür iradeleriyle seçmeleri gerektiğini anımsatan çalışmalar STK işbirliği ile ya da tek başına kamu kurumları tarafından yapılabilir; bu, kapsayıcı ve eşitlikçi çalışmalar olarak toplumun her kesimine güven, huzur ve cesaret verir.
Resmi kurumlar, siyaset ile sivil alan arasındaki net evrensel fark ve ilkelerin kabulü, korunması ve güçlendirilmesi için her birey hassas olmalıdır. Bürokratın, seçmenin, siyasetçinin, öğrencinin, çocuğun yani herkesin mutlu ve birbirinden razı olduğu bir toplum mümkündür.
Toplumumuzu oluşturan bireyler de kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının herhangi bir kamusal hizmetine, diline ve çalışmasına empati ile yaklaşarak; kamu hizmetinin ayrımcılık, dışlayıcılık ve ayrıcalık içerme riskine karşı daha hassas ve koruyucu yaklaşım sergileyebilir. Bu nedenle, her bir bireyin sadece seçmeli ders sürecini değil, toplumu, kenti, ilçeyi, köyü ve bireyi ilgilendiren her tür süreci takip etmesi ve inisiyatif alması kent hakkıdır.
Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG), kamu kurum ve STK’ların toplumun geneline hitap edecek kapsayıcı, güven verici her bir projesi için desteğe, işbirliğine hazırdır.
DİERG, seçmeli ders kapsamındaki Türkçe dışındaki her bir anadilini bu tür tartışmalardan uzak tutabilmek, koruyabilmek amacıyla, tüm Türkiye’de ortaokullardaki Yaşayan Diller ve Lehçeler seçmeli dersinin haftada en az iki saat olmak üzere zorunlu ders kapsamına alınması çözüm önerisini bir kez daha kamuoyunun ilgisine sunuyor (https://www.dierg.org/zorunlu-secmeli-ve-secmeli-dersler/).
* Fotoğraf: Valilik karşısı ilan panosu, Diyarbakır/DİERG