Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) İlk, Orta, Lise ve Üniversite öğrencilerinin Corona virüsü tehdidine karşı bilimsel düşünüş ve tutumu edinebilmesi için ebeveyn ve öğretmenlerimizin işbirliği yapması gerektiğini ve bunun yaşamsal bir önem sahip olduğunu ifade etmektedir. Tehdidin küresel olduğu durumlarda tehdide karşı bilgi de, önlem de, işbirliği de kaçınılmaz olarak küresel olacaktır. Öğrencilerimiz dayanışmacı ve paylaşımcı yerel ve küresel kültürü bu süreçte pekiştirebilir. Burada birinci derecede görev veli ve öğretmenlere ve bunların işbirliğine dayanmaktadır.
Bilimsel bulgu ve önerilerin bireyi pasif değil aktif kılması beklenir. Bu aktiflik, bilimsel yaklaşımın toplumsallaşmasını da sağlayacaktır. Corona virüsün yayılmasını ve vereceği olumsuz etkileri en aza indirmek bilimsel bulguların tek ölçüt olarak dikkate alınması ve önerilere uyulması ile mümkün olmaktadır. Öğrencilerimiz okullarda bilimsel bilgiye nasıl erişeceklerini öğrenmekle birlikte, hangi bilginin doğru olduğunu ayrıt etme konusunda da öğretmenlerin kılavuzluğuna ihtiyaç duymaktalar. Teknolojik gelişim bilgiye ulaşımı hızlandırıp kolaylaştırmakla birlikte yanlış ve kirli bilgilerin de artmasını beraberinde getirmektedir. Öğrencilerimizin bilimsel yaklaşımı edinmesi, savunması, ısrarla yayması, uygulaması, deneyimlemesi için ebeveynler ve öğretmenler öğrencilerimizi cesaretlendirmelidir. Ebeveynler çocuklarının kişisel hijyenlerinin çocukları tarafından düşünülmesi ve yapılması için olanak sağlamalıdır. Bu bilgilendirme ve uygulamaların başlama noktası ve yeri kuşkusuz ev ortamı ve ebeveynlerdir. Okul ve yakın, uzak çevreler bunu disipline etmede, pekiştirmede ve sürdürmede en etkili alanlar olarak ifade edilmektedir.
Öğrenciler virüs, mutasyon, kişisel hijyen, sosyal izolasyon ve karantina kavramları hakkında bilgilenmelidir. Bu bilgilenmeler gerçek dışı, kurgusal ve yanlış yönlendirici bilgi kirliliğinin olduğu alanlar ve ortamlar yerine; günlük raporların, verilerin de yer aldığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (hsgm.saglik.gov.tr), MEB Eğitim Bilişimleri Ağı (eba.gov.tr), Türk Tabipler Birliği (ttb.org.tr), Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (klimud.org), Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti (tmc-online.org), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (klimik.org.tr), Dünya Sağlık Örgütü (who.int), Centers for Disease Control and Preventien (cdc.gov) gibi kuruluşların birinci elden bilgilendirmelerine ve açıklamalarına ulaşılmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı tatil esnasında da web sitesinde güncellenmiş yazı ve videolara daha sık yer verebilir, SMS yoluyla bilgilendirmeler yapabilir. MEB ve Rektörlüklerin okulların zorunlu tatilinden önce bazı kentlerde COVİD-19 hakkında öğrencilere e-maillerle ya da yüz yüze anlatım, video, broşür, afişlerle bilgilendirici ve önleyici eğitim vermiş olması yerinde bir uygulamadır. Ancak, her okulda (Siverek ve Diyarbakır’daki gibi) bilgilendirme çalışması yapılmamış, Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı video izletilmemiştir. Yine okullarda panolara afiş asılmış, ancak broşür dağıtılmamıştır. Bakanlığın sergilediği doğru zamanlama ve ciddiyete rağmen, okulların denetimi ve geri-bildirim eksikliğinden kaynaklı bu gibi ciddi olumsuzluklara rastlanmıştır. Okullar açıldığında da bilgilendirmenin alanında uzman kişilerce tüm okullarda devam ettirilmesi yerinde bir uygulama olacaktır.
Öğrencilerimiz yaşadığı çevrede kişisel önlemlerini aldıktan, alınmasına yardımcı olduktan sonra bu önlemleri diğer insanlara da duyurmalı ayrıca, duyurmak için organize olmalılar. Bu amaçla sosyal medyayı ve diğer iletişim araçlarının fonksiyonel kullanımı tekrar değerlendirebilir.
Ebeveynler bu süreçte çocuklarının bilimsel bilgi, düşünüş ve yöntemleri edinebilmeleri ve uygulayabilmeleri için gerekli desteği kontrollü şekilde verebilmelidir. Öğretmenlerimiz öğrencilerimizin gerekli bilgi ve deneyimi edinerek süreci atlatabilmesi için kriz yönetimini öğrencilerin içselleştirmesine yardımcı olabilmelidir. Tehdide inanmayarak yok sayma, küçümseme, ciddiyetsizlik ya da panik zararın artmasını sağlayan etkenlerdir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerimizin COVID-19’a karşı bilimsel yaklaşım ve tutumu öğrencilerimizde içselleştirmeleri, sonraki kriz durumlarında da önleyici ve iyileştirici tutumun daha hızlı sergilenmesini sağlayacaktır.
Tüm kademelerdeki öğrencilerimizin okula devam etmedikleri bu süreci en verimli şekilde değerlendirmelerine yönelik tüm paydaşların (öğrenci, veli, öğretmen, yönetici) düşünceleri alınmalı, yapılacak eğitim etkinliklerinin ve uygulamalarının katkı verici şekilde düzenlenmesi esas olmalıdır. Ortaya çıkan pandemik salgının olumsuz etkilerini tartışmak ve bunun bilançosunu çıkarmak dışında; daha da çok zaman ayrılarak bundan sonraki bu tür salgınlara her alanda (sağlık, eğitim, ekonomi, çevre ve sosyal yaşam) hazırlıklı olmak herkes açısından geçerli ve gerekli bir duruma dönüşmelidir. Özellikle de öğrencilerimizin bu yeterlikleri kazanması önceliğimiz olmalıdır.