Milli Eğitim Bakanlığında memur, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik
Memur Öğretmenlik
Eğitim fakültesi mezunu olan ya da eğitim fakültesi mezunu olmayıp da pedagojik formasyon eğitimi sertifikasını sonradan edinenler öğretmenlik yapmaya hak kazanmış demektir. Gerekli ölçütleri de sağlayabilirlerse devlet ya da özel okullarda çalışabilirler.
Sözleşmeli öğretmenler atanırken alan, eğitim bilimleri, genel kültür ve genel yetenek içeren KPSS sınavının ardından sözlü sınava katılmaktadır. Eğitim fakültesi mezunu olan ya da eğitim fakültesi mezunu olmayıp da pedagojik formasyon eğitimi sertifikasını sonradan almış memurlar ise memurluğa atanırken sadece genel yetenek ve genel kültür sınavlarından sorumlu tutulmuşlardır. Bakanlık, memur öğretmenlerin öğretmenliğe geçişini sağlamanın da gündemlerinde olduğunu açıklamıştır ve bu geçiş memur öğretmenlerin hakkıdır.
Ayrı kontenjan ayrılmadan ilan edilecek sözleşmeli öğretmenlik atama sürecine memur öğretmenler de dahil edilebilir. Ancak memur öğretmenlerin eksik koşulları tamamlaması gerekebilir. Böylece yeniden KPSS’de alan, eğitim bilimleri, genel kültür ve genel yetenek sınavlarına girebilir. Yine sözleşmeli öğretmenler gibi sözlü sınava (DİERG sözlü sınavı yerine mülakatı önermektedir) dahil edilebilmelidir. Geçişten sonra en az bir yıl stajyerliğin ardından öğretmenlik yapmaları önerilebilir.
Ücretli, sözleşmeli ve memur öğretmenlik
Sözleşmeli öğretmenliğe ve ücretli öğretmenlik yaparken sözleşmeli öğretmenliğe başvurmak için KPSS’den en az 50 puan almak gerekmektedir. Nisan 2018 dönemindeki 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasında kimya branşına 157 kontenjan verilmişti, 157. aday 80 KPSS puanı ile atanabildi. Eylül 2018 döneminde ücretli öğretmenlik yapanlardan 5 bin sözleşmeli öğretmen atamasında örneğin kimya branşına 52 kontenjan ayrılmıştı, 52. aday 65 KPSS puanı ile atandı. Bu dönemde değişik branşlardan 2858 kontenjana ise adayların koşulları sağlayamaması nedeniyle atama yapılamadı. Ekim 2018 döneminde 2858 kontenjan için ikinci bir atama süreci başlatıldı (bu kez kimya için 75 kontenjan ayrıldı) ve atamalar 30 Ekim günü sonuçlandırıldı.
Ücretli öğretmenlik adı altında önlisans mezunu, pedagojik formasyon sertifikası olmayan kişilerin branşlarına uygun olmayan derslerde neden öğretmenlik yaptığı tartışılmaktadır. Örneğin, Diyarbakır’da bu yıl öğretime başlayan bir lisede görev yapan 33 öğretmenden sadece 1’i kadrolu iken geri kalan 32 öğretmen ücretli yani sadece ek ders ücreti karşılığı derslere girmekte ve bir kısmı halen aynı okulda öğretmen açığı olan farklı branşlarda da derslere devam etmektedir. Bakanlık sözleşmeli, ücretli ve memur öğretmen atamasını bir politika olarak benimsemiş görünmektedir.
Bakanlık personel istihdamında da özerk bıraktığı özel okulları maddi olarak güçlendirirken, devlet okullarına aynı dikkatle yaklaşmadığına dair eleştirilerle yüz yüzedir. Öğretmenlerin statüsü okul yaşantısının ve kültürünün iyileştirilmesi açısından etkendir. Öğrenciler ücretli, sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlerinin statüsünün farkındadır. Öğrencilerin diğer branşlardaki yeterliği, verimliliği her bir öğretmenin kendi derslerini etkileyebilir, bu nedenle öğretmenler için sorun daha çok meslekidir.
Bakanlık diğer öğretmenlik statülerine son verip yalnızca kadrolu öğretmen alımına tekrar geçebilir. YÖK, yaklaşık 1 milyon kişinin öğretmenlik yapmaya hak kazandığını açıklamıştır. Eğitim fakültesi mezunları ve pedagojik formasyon eğitimi sertifikasına sahip olanları bakanlık atamak zorunda değildir. Bu algı değişmelidir ve bakanlığın üzerindeki baskı da azaltılmalıdır. Mevcut baskı bakanlığı, sanki her öğretmeni bünyesine alacakmış izlenimini vermektedir.
DİERG; velileri, kadrolu öğretmenleri, öğrencileri ve toplumun diğer kesimlerini ücretli ve sözleşmeli öğretmenliği ders verimliliği açısından değerlendirmeye davet etmektedir.